• Ali Can Bozkurt

  • Ali Can Bozkurt

  • Ali Can Bozkurt

21 Haziran 2014 Cumartesi

Dilenci!

Gizli seviyorum seni...

Bir dilenciyim şimdi,baş döndüren çılgın bir kalabalığın içerisinde...

 ve amansızca dalıyorum  içlerine...



her adım atışımda farklı bir heyecan tırmalıyor bedenimi...
farklı bir sevinç..
farklı bir haykırış..
farklı bir bakış...


bir taraftan  derin bir endişe karıncalıyor beynimi...
tıpkı her an bir sokak görevlisinden kaçacak ruh hali...


ve biliyormusun , dilenci sanıyorlar beni....


halbuki sana bakıyorum ,seni arıyorum...
her bedende senden bir parça ,her ruhta senden bir ses...


hani...
hani gizli seviyorum ben seni...



## kaldırım taşlarını sayarken

#ali/CAN


13 Haziran 2014 Cuma

Yorumsuz!

Sessizlik..!
Saat..evet;gece  suları...
ve ben...yok yok ben değil aslında...
neyse işte...
zaten kafam karışık...


Sokaklar çocuk seslerinden mahrum...
benimse canım sıkkın...


hava almak, iyi gelir diye düşünmüştüm...



üşüyorum bir yandan...kalp,beyin,beden..yorgun işte alabildiğince...
dalgınım hayallerime diğer yandan ,basitçe ve de kendimce...
gölgem bir değil...haniçok..korkmuyorum...ay gülümsüyor uzaktan...biraz inatçı...
yıldızlar hayallerime ışık...

üşüyordum,ama yine de olsun.. canım çekti..belki de aşerdim işte...bilmiyorum...

dondurma...
hemen bir dondurma aldım...
gerçekten her şeye değer,diye  hatırlar oldum...

ve tam  dondurmayı açacakken...
evet, bir çocuk..hemen azcık uzağında annesi...
çöp topluyorlar işte...

hani hep görüp de bir şey hissedip hissedemekte arafta kaldığımız..
belki de saklandığımız...
ama çoğu zaman; ağır gelen ise katılığımız...

bana baktı şöyle...
bir daha baktı...
aman Allah'ım...

bütün güzel duygular şimşek gibi çaktı ruhuma..
o ne tatlılık,o ne utangaçlık,o ne sevimlilik...
o ne sessizlik...

dünya...dünya, durdu sandım birden...
baktı bir daha..kafası bir ara öne eğilmişti...
şimdi iki ele birbirine kavuşmuş,göğsünde birleşmişti...
anlamıştım...

sessizlik ..susmak.. ne anlama gelir...?
evet ilk defa anlamıştım...
o kadar derindi ki bu...

sessizlik bütün güzel duygularla yıkanıp karşımda belirivermişti..
çok sevinmişti...çok..evet çok diyorum...

teşekkür ederim abi...bir gülücük daha...

üşümek nedir..can sıkmak..üzülmek...hayır !yok böyle bir şey!
yok...!

üşüyen bendim..şu an üşüyecek olan belki o..ısınan ben..
kalp ısınmıştı...kalp kendini bulmuştu...boşver bedeni sen...

mutlu olmak nedir..fazla uzağa gitmeye ne gerek var...
mutluluk bir sokak berinizde...
hayatı anlamak bir sokak ...
düşünmek,şükretmek..
evet her şey bir sokak kadar yakın...

bir zamanlar ..sevgilime aldığım dondurma geldi aklıma sonra...
hayır!bu kadar mutlu etmemişti beni..
bu kadar beni bana vermemişti...
bu kadar üzüp sevindirmemişti...
bu kadar harmanlanmamıştım...
belki hiç tesir etmemişti...
bilmiyorum...
hatırlamıyorum işte...

biraz yalnızlık lütfen...
cümleler haksizlık ediyor :duygularıma...
yaşadığım onca şeye...
belki daha anlatamadıklarım...

hani;m..gnumsa eğer her şeye değer...di.
evet bazen her şeye değer...
değer...
gerçekten değer...


                                                                                                              ALi CaN BoZKuRT


(dipnot:yaşanmış bir olay...)


12 Haziran 2014 Perşembe

Seni Yaşamak..!


Seni Yaşamak..!



Seni her özlediğimde sevgilim,
Gökyüzüne bakıyorum;
Göğün mavisinde gözlerini görüyorum çünkü.



Seni her özlediğimde bir tanem,


Denizlere bakıyorum;
Ufuğa bakınca mucizeni görüyorum çünkü.


Seni her özlediğimde bir tanem,
Kuşlara bakıyorum;
O kanatlardaki özgürlüğünü görüyorum çünkü.



Ve aşkım, seni her özlediğimde,
Adında isyan ediyorum.



Seni özlemek istemiyorum ben,
Ben seni yaşamak istiyorum...


Seni her özlediğimde sana bakmak istiyorum..


Ve seni sende görmek sadece...

(bhçtnctgl)


10 Haziran 2014 Salı

Dünyanın 7 Harikası!

Erciyes'te Allah yazısı/Kayseri

Kaç Harikanız Var...


Kaç yıldır benim yanımdasın?

- 20 yıldır efendim
- Bu zaman süresince benden ne öğrendin?



- Hiçbir şeyle değişmeyeceğim yedi gerçek öğrendim.


- Ömrüm seninle geçtiği halde topu topu 7 gerçek mi öğrendin?

- Evet.

- Söyle bakalım öyleyse neler öğrendin?


- Baktım ki herkes bir şeyi dost ediniyor, ona gönül verip bağlanıyor.

Ancak bunlardan hemen hepsi insanı yarı yolda bırakıyor. Ben ise, beni hiç bırakmayacak, ölümden sonra bile benimle gelecek şeyleri aradım. Ve dost olarak iyilikleri seçtim kendime. Ki onlar sonsuz bir yükselme yolculuğuna çıkmış insanoğlunun hiç tükenmeyecek azığı ve en gerçek dostlarıdır.


- Çok güzel, ikincisi ne bakalım?


- Baktım ki, insanların bir çoğu geçici dünya değerlerine dört elle sarılmış onları koruyor, kasalarda saklıyor, kaybolmaması için her çareye başvuruyor. Kimi zenginliğine, kimi güzelliğine, kimi ününe tutunmuş sımsıkı, onları elden çıkarmamak için çırpınıp duruyor. Oysa ben varlığımı ve bütün isteklerimi O’na satıp, gönlümü yalnız O’nun sevgisine açtım.
- Devam et!


- İnsanların üstün olmak için birbirleriyle yarıştıklarını gördüm. Ancak bir çoğu üstünlüğü yanlış yerlerde arıyor ve birbirinin üstüne basarak yükselmek istiyordu. Bunun üzerine üstünlüğü geçici dünya değerlerinde değil, akıl ve ahlakça yükselmekte, kötülüklerin her çeşidinden el etek çekip, iyiliklere vasıta olmakta aradım.



-Devam et yavrum.


- Yine baktım ki, insanlar sabahtan akşama birbirleriyle uğraşıyor, boş yere hayatı zehir ediyorlar kendilerine. Bütün bunların benlik, bencillik ve çekememezlikten ileri geldiğini gördüm. Ve gönlümü bu kirlerden arıtarak, herkesle dost olup, huzur ve güven içinde yaşamanın yolunu buldum.


- Sonra?


- Nedense herkes hatasının sebebini hep dışta arıyor ve başkalarını suçlamak yoluna sapıyordu. Böylece suçlarının örtüsü altına saklanıyordu. Oysa insanın başına ne geliyorsa kendi yüzünden ve kendi eliyle geliyordu. Bunun bilip yalnız kendimle cenge girerek, nefsimin iradesine uymamaya ve vesvese verenin ağına düşmemeye çalıştım.
- Doğru…



- Baktım ki insanlar şu bir lokma ekmek ve dünya geçimi için helal haram demeden, her türlü hakkı çiğnemekten çekinmiyorlar. Hem başkalarının hakkını alıp onları yoksul bırakmakla, hem de bu haksızlığın azabını ağır bir yük gibi vicdanlarında taşımakla iki kere kötülük etmiş oluyorlar. Oysa doğru yaşanıldığında ve hakça bölüşüldüğünde dünya nimetleri insanlara yeter de artardı bile.




- Ve yedinci?


- Yedinci olarak şunu gördüm ki, insanlar bir şeye dayanmak ve güvenmek ihtiyacındadırlar. Kimi zenginliğine, kimi güzelliğine… Bunların hepsi de bir süre sonra yıkılacak eğreti desteklerdir. Ben ise yalnız O’na sığınıp yalnız O’ndan yardım diledim. Ve bunun karşılığı sonsuz bir güven oldu.




- Seni tebrik ederim evladım. Ben de yıllar yılı bütün din kitaplarını inceledim. Hepsinin bu 7 gerçek etrafında döndüğünü tespit ettim.

Uçurum



Birbirinize ne kadar yakin olursaniz olun,


kah birer sevgili kah birer can dost gibi...





her zaman birbirinize itiraf edeceginiz bir seyleriniz sakli

kalir...



bir uçurumun kiyisinda nefes 

almak gibi...





uçurumu yutmak gibi...



ali/CAN

8 Haziran 2014 Pazar

Sis Çanları

Sis Çanları 




Ağır yol, uzak yapılar 
yaklaşmak için yaklaşık tanımlar 



onlarla çıktık yola 
yollarda kaldık 
sis bastı her yanı 
tutukluk çeken silahlar gibi 
sözcükler, fısıltılar, mırıldanışlar 
eksilerek vardık bir yapıya 



O mu, değil mi? 
Kim bilebilir şimdi 
kılavuzlar şehit 
şehitler hain 
gözlerimiz karanlık bir pusuda 


çoğumuz büyümüş, kimimiz ölmüş 
kendimiz bile tanıdık değiliz artık 
gözümüzden silinen düşün sabahında 
önümüzde açılan yeni bir uzay 


Şimdiki Zamana ait bomboş ve ölü anlar 
ne başka yer ne başka zaman 
bizler için hala biryerlerde çalınan 
sis çanları var 
belki bir gün buluşur diye 
aynı ormanda kaybolan çocuklar


(Mrthn Mungan)

Soğuk Odalar


"-Küçük su birikintisine ne denir?

-Su-cuk"







"Ben kamyonu sürüyordum, leonardo da vinci."




"-Abi sana Sıla'nın selamı var. 

-Hangi Sıla?

-Gayri Safi Milli HaSıla"




"Yerin kulağı vardır benim de kulağım var."

O zaman ben yer miyim? Yemem."





"-Sen o çeteyi tanıyor musun"

-Hangi çeteyi"

-Peçeteyi."



"Almanya'da Almanlar yaşıyorsa, Sakarya'da sakarlar mı yaşar?"


"Çok makbule geçti.

şimdi de Ayşe geçiyor."



"-Alinin selamı var.

-Hangi Ali?

-Şehirlerarası Otobüs termin-ali"




"Erkek ata ne denir?

Bayat"




"En güzel çay hangi dağda içilir?

Çay bar-dağı'nda"





"-Örümcek adam ağ atamıyormuş, neden?

-Çünkü ağ bağlantısı kopmuş."




"Temel pizza ısmarlar.

-Pizzacı sorar: "6 parçaya mı böleyim, 8 parçaya mi?'

-'6'ya böl, 8 parçayı bitiremem."





"Temel kahvede işe başlar, müşterilerden biri seslenir:

-Temel bize üç çay, biri açık olsun.

-Hangisi?"





Hayat bu.. bazen en sinir bozucu şeylerde bile gülmeyi bilmeli insan :)









6 Haziran 2014 Cuma

Bakara 285-286!

Amenerrasulü...

Amener-rasulü bi ma ünzile ileyhi mir rabbihı vel mü'minun


* küllün amene billahi ve melaiketihı ve kütübihı ve rusülih


* la nüferriku beyne ehadim mir rusülih


* ve kalu semı'na ve eta'na ğufraneke rabbena ve ileykel masıyr


* La yükellifüllahü nefsen illa vüs'aha


* leha ma kesebet ve aleyha mektesebet


* rabbena la tüahızna in nesına ev ahta'na
* rabbena ve la tahmil aleyna ısran kema hameltehu alellezıne min kablina


* rabbena ve la tühammilna ma la takate lena bih
* va'fü anna
* vağfir lena
* verhamna ente mevlane fensurna alel kavmil kafirın...




.........................................

Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler).


 Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: 

“Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.” Şöyle de dediler:

 “İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.” 

Bakara 285...


..........................................


Allah bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. 


Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır. (Şöyle diyerek dua ediniz):

“Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! 

Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. 

Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme!

Bizi affet, bizi bağışla, bize acı!

Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” 

Bakara 286...

5 Haziran 2014 Perşembe

Ölmek Yaşamayı Hissetmektir!

Ölüm Başka Bir Yaşama Biçimidir...

Bayılır kalırsın ağlamaktan..uyanır uyanmaz yeniden başlar, düğümlenir her şey hiç ağlamamışsın gibi...boğazında yumru olur,ne yumrusu belki de yumruk...hıçkırıklar seni de alır senden...bir düğümlenmek hali..daha da içinde boğuştuğun... her defasında kavrulduğun,yandığın...Ölüm...



En azından yakın çevrenizden birinin başına gelmedikçe anlayamayacağınız bir olgudur ölüm..

Yaşamayı hissetmektir ölüm...

Hayatın aslında tek amacı...bahanesi olmayan tek gerçek...yaşarken pek aklımıza gelmeyen ve bize en yakın şey değil midir ölüm....

Çoğumuzun bütün yeteneklerini kullanıp kendisini kandırmaya çalıştığı inanmak istemediği bir şey ya da..

Ölüm bizi sürekli kovalayan,ve sonunda yakalayan ardımız sıra gelen...

Aslında ölüm yaşama anlama katan en büyük hadise ...
Ölüm başka bir yaşama biçimidir ya da...

Ölüm başkaları için her şeyi terk etmek,kendin için devam etmektir...
Bir şey yapmaya karar verdiğimiz zaman en az iki defa düşünmektir.başkalarının kıymetini bilmek..insanları sevmek,değer vermektir ölüm...

Ölüm bir kez yaşanır,ve korkuyla birlikte binbir türlü senaryo üretir...bu filmde de kendiniz baş kahraman olursunuz...ne zaman filmin biteceğini nerde sonlanacağını siz bile bilemezsiniz...kontrolü sizde değildir..en iyi yönetmen olsanız bile...




  • Ölü gibi yaşamıştı,şimdilerde değişen bir şey yok ...
  • Çok fazla ileri gitmişti,artık geri dönüşü olmayan bir yerde..
  • Her zaman omuzlarda taşınmak isterdi...mirasını paylaştık,sağ olasın büyük baba.. 
  • Sonunda kafasını sokacak bir yer buldu...
  • Hayat bir oyundu,azrail oyunbozanlık yaptı..
  • Hep atın ölümü arpadan olsun derdi..bira içerken öldü..
  • Kişi başına düşen milli gelir artsın diye ,bu işe bir son verdi..
  • Azrail mirasçılarının sabrını ölçmek istedi..yüz yaşında öldü..
  • Kansız adamın tekiydi kansızlıktan öldü..
  • Bir masal kahramanı gibi gitti,bir varmış bir yokmuş..
  • Tüp bebek olarak dünyaya geldi,tüpü bitti...






İnsanlar uykudadır,öldükleri vakit uyanırlar.  (Hadis-i şerif)


Ölüm eski bir şeydir,ama her insana yeni görünür. (Turgenyev)





Artık demir almak günü gelmişse zamandan,Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan...(Yahya K.Byt)




Hayat böyledir işte dostlar..her zaman kırmızı çizgilerle sınır çizer...ya çizginin bu tarafındasınızdır,ya da diğer tarafında...ya doğru ya yanlış..

Ya gülmek vardır,ya da ağlamak...ya dürüstlük vardır,ya da sahtekarlık..ya beyazsınız,ya da siyah..ya anlam katarsınız,ya da anlam yutarsınız...ya siz sizsiniz,ya da siz;sizden uzak bir başkası...ya kaybolmak vardır uçurumlarda,ya da gün yüzüne çıkmak...



Düşünmek anlam katar size...Özel olduğunuzu anlarsınız...

İyi ki varsınız...



                                                                                                                                                   ali/CAN