![]() |
çay yok mu çay? |
endüstriyel
tavuk zararlı mı?
|
Bu konuda gerçekten bir şeyler yazmak o kadar zor ki...hani hayatınızda
yanlış olduğunu bildiğiniz ya da mantığınıza ters gelen bazı şeyler vardır,ama
ispatlamakta zorlanırsınız..yanlıştır ama ispatlamak da zordur.bunun bazı
sebepleri vardır,örneğin;
- aslında
ispatlanmıştır,ama gizlenir,ve bunun perde arkasında büyük lobilerin ayak
izleri vardır ve sesinizi duyuramazsınız.
- yanlıştır,ve
ispatlanması için uzun bir zaman dilimi gerekir
Endüstriyel tavukta, zararlı mı değil mi şeklindeki tartışmalar,uzmanlar
arasında daha çok birbirlerini karalama kampanyası şeklinde yürüyor.ve siz buna
tartışma da demek istemiyorsunuz belli bir noktadan sonra.bir bakıyorsunuz ki
gerçekleri anlatan bilim adamlarını karalamak alıyor başını gidiyor.bunu yakın
bir geçmişte gördük ne yazık ki.baskı altına alındıklarını görmek de hiç de zor
değil.
peki
zararlı diyenler bu iddialarını neye dayandırıyorlar?
- yaklaşık 45
günlük ömürleri var
- kısaltılmış
kuluçka süresi
- hareketsiz bir
büyüme dönemi,ve üretim koşulları
- kemik yapıları
çok kırılgan,kollajen oranı az.
- antibiyotik
kullanıldığına dair ipuçları
- kullanılan
yemlerdeki katkı maddeleri
sizce de bu
saydığımız maddelerde ters giden bir şeyler yok mu?hadi size bir ipucu
vereyim..gözünüzün önüne köy tavuklarını getirin.uçma özellikleri de yok zaten
,bolca seyir eyleyin ,ne anlatacak size.neyse.
peki siz bunları saydığınızda önünüze ne
seriyorlar? (kırmızı halı olmasını ne çok isterdim!)
- bunların ırkı
böyle,neden şaşırıyorsunuz ki...
- bunlar piliçlik
tavuklar,yumurtalık değil ki...
- antibiyotik
vermiyoruz,(isterseniz gelin bakın) ki...
eeh,hadi susalım (mı) (!),nasıl
olsa çayımızı da içtik...
Değerli dostlar
atalarımız(evet bizim atalarımız) ne de güzel söylemiş:kimse yoğurdum ekşi
demez...minareyi çalan kılıfını da hazırlar...(neyse bir şey demedim)..
bir marka üretim tesislerinin
müşterilerine açık olduğunu ve izlenebileceğini söyledi...sanırım
tavukları 'izlemek' güzel olacak...o kadar çok sayıda üretim tesisi var
ki,hangi biri,hangisi...
öncelikle şunu bilmek gerekiyor. tamam hadi
hormon vermiyorsunuz 'doğrudan',gerekçeniz var,çünkü hormon doğrudan
tavuğa enjekte edilmeli,ve büyük bir iş yükü getirir beraberinde(sanırım burası
işinize gelmedi,neyseh)..
peki antibiyotik?avrupa standartlarında bu durum
yasaklandı,ama;belli şartlar da kullanılabiliyor.ki zaten kesime gelmeden bir
hafta önce de antibiyotik tamamen yasak.(da şu da var;antibiyotik hastaya
verilir).
peki ya,kullanılan yemlerin katkısız olabileceğini
düşünebiliyormusunuz?
kemiklerinin çok kırılgan olduğunu hepiniz
biliyorsunuz, ve bunun kollajen oranı bakımından çocuklar için bir tehlike arz
edebileceğini?
teknolojide zaman-araç-kişi tasarrufu önemlidir de
,bunu canlılara da indirgemek yanlışları da beraberinde getirir.saatte az
sayıda az silah üreten bir fabrikadan,kısa zamanda ,az bireyle çok kaliteli
silah üretebilirsiniz.ama canlılar için(tavuk)...???tuhaf...
lobilerde ,az maliyete çok kazanç mantığı
vardır,önümüze sunulan ete dikkat etmek gerekiyor,,ilaç devleri de kar
paylarını alıyorlar zaten(nasıl mı?:birazcık düşünelim)(bir çay daha lütfen...)
yani sonuç olarak önünüzde o kadar net seçimler
yok..ucu açık söylemler,yasaklar vesaireler..ve zaten bu kadar çok sayıda
üretim tesislerinin varlığı da denetim konusunda ciddi eksiklikleri beraberinde
getirir..
dostlar...en önceliğinden;tavuk etinde yaklaşık yüzde
20-25 oranında kaliteli protein var.bunu görmezlikten gelmiyoruz zaten..ama
hangi tavuk olduğunu da bilmek lazım..
endüstriyel tavuk yerine daha doğal olan köy tavuğunu
tercih etmek daha doğru olmaz mı sizce de?yemeyin demiyorum ..tamam
haklısınız,bu kadar kolay değil bu..
peki endüsriyel tavuğa bu kadar
çok yüklenmek de sizce ne kadar doğru?
tercih sizin...
0 yorum:
Yorum Gönder