• Ali Can Bozkurt

  • Ali Can Bozkurt

  • Ali Can Bozkurt

27 Ekim 2014 Pazartesi

Uyandır Beni!

Uyandır Beni...

Bugün farklı bir gün...

Ne mendil satan tatli kiz cocugu var!
..hüzün dolu...
Ne de tarti kantariyla o erkek cocuk!
..duygu yüklü...


Köşe başinda bekleyen yaşli teyze de yok...!
..hayatın iki dudak arasinda salınıp durduğu...


Sokaklar tenha...
Yuruyorum alabildigince..
bazen bir türkü ruhum..
..kanayıp duran...
Kaldirim taşları ömrümden sayıyor...
..kaybolan...


Yildizlar da kaymiyor bu gece...!
..şaşkinligimiza,heyecanimiza renk katan...
Ay bir türlü yüzünü gostermiyor!
..bir o kadar tatli ve inatçi...



Belli ki bir dalmışlık halim,bu bendeki..
..bendeki sen...
Gözlerine bakarken donuklaşan zaman..
Seni izlerken bendeki heyecan...



Uyandir beni...
Bak geciyor mendil satan çocuk...

ali CAN...


                                                                                                            ali CAN

23 Ekim 2014 Perşembe

Hani Diyorum?

Resim yazısı ekle


hani diyorum ...

bulaşıcı bir hastalık gibisin sen...
yayılsan kalbimden tüm hücrelerime...
bütün inceliğinle...

kıvrılsam..savrulsam bir o yana bir bu yana...
kavrulsam.. içten içe...

ben,sen desem...sen,ben desen...



ali CAN...

18 Ekim 2014 Cumartesi

Bilmiyorum!



bilinmeyenlere sürükleniyoruz...
birlikte...
ve belki de masumca her şey...



ali CAN...

17 Ekim 2014 Cuma

Yaprak Yaprak


             
                                                                    öylece bakışıyoruz işte...

Sen ve Ben!



SEN ve BEN..

Bakma..
bakma diyorum işte, öyle gözlerime...
hem bak!
zaman da dinlemiyor...


Ben...
belki sınırda bir çocuk misali..
takvimlerin vurdumduymazlığına kurban;
bin günü bir güne sığdıran çocuk...
karalanmış mülteci kimliği sırtında..
ve çepeçevre sarmış korkuluklar;
bir tek beni korkutamayan...
hasret dolusu kanayan  avuçlar;
gözyaşlarıyla damla damla yıkanan...


yalnızlığın öteleştirilmiş hali...
belki de bir sonbahar akşamında...


ve sanki çok bilinmeyenli bir denklem ruh halim...
ama bilinmeyenlerini bildiğim...
bombalar değil  korkutan,
enkaz yığınları  değil bu bedeni parçalayan,
tozu ve  dumanı da değil soluğumu daraltan...

ne biliyor musun..?

bakışlarındaki nakış nakış derinlik,
gözlerinde bana dair işlenmiş  hayaller,
gölgesinde nefes aldığım o beden...
bendeki sen...

anlıyor musun..?

Ve  sen..
zamansız bir mevsim oluyorsun şimdi...
sonbahar ağaçları gibi bana dökülüyorsun.
tek tek.. belki de gizli gizli...
yaprak yaprak aşk okuyorum gözlerinden...
romanlar dolusu bir hayat buluyorum...
özetini çıkarmayı hiç istemediğim...
ve yeltenemediğim...



@li CAN