Silik Bir Hikaye...
Gözlerinizi kapadığınızda her şey sizindir..Size özeldir...Orada istediğiniz gibi bir dünya kurabilirsiniz.
Gözlerinizin... körlüğü.!Yeryüzünün kapkara kesilmesi ne garip...Renklerin silinmesi..Seslerle hayata tutunması insanın,çok garip...
Gözlerinizi kapadığınızda kaç dostunuzu tanıyabilirsiniz.?
Kaç kişiyle anlaşabilirsiniz...Onların onlar olduklarını nasıl anlarsınız..?
Örneğin ben yaklaşan kişinin en yakın arkadaşım olan Zeynep olduğunu çok rahat anlarım..
Onun yürüyüşünde ritmik bir bozukluk vardır..:.tak..tak...tak...diye yürümez...:tak tak...tak tak...
Onu tanıdıktan sonra bu ritim yer etti zihnimde..bir yerde bir cama vurulsa..tak tak...ya da bir sofrada porselen kaplardan bir kaşık şıkırtısı gelse..Zeynep gelir gözlerimin önüne..
ya da kendi deyimler sözlüğümle konuşayım,en yakın arkadaşım Zeynep gelir gözlerimin önüne...
Şimdi biraz trajediye kaçmamı istermisiniz?
En yakın arkadaşım Zeynep'i bir kez bile olsun görmedim.
İşte trajedim!
'' En büyük trajedi ,öleceğini bile bile yaşamaktır!'' diye bir şey okumuştum...!
Aman yine okumuştum dedim...Sizinle ayni dili konuşmak için yalanlara başvuruyorum ama kendim de inanmıyorum dediklerime...Okumamıştım,dinlemiştim..
En yakın arkadaşım, sesli kitabım Zeynep'ten...
Zeynep en son bana bir arkadaşın günlüğünden bir duvar yazısı okumuştu...:
''Eskiden toz pembe hayallerim vardı,şimdi pembesi gitti tozu kaldı! ''
Burnu kocaman,dişleri ayrık,ve tane tane..iri gözleri var.,elbette gözlükleri..saçları küt...zihin tuvalime böyle çizmişim Zeynep'i..
Bana benzemesini istemediğim için belki de...Ne kendisinin ne kaderinin...!O benim arkadaşım olarak kalsın yeter...
-Anne bahar geldi mi?
-Hayır,kızım...
-Gelince söyler misin
-!...
Gözleriniz kapalıyken birine aşık oldunuz mu hiç?hayır benzetme yapmıyorum!körü körüne değil yani görmeden birini sevdiğiniz oldu mu?Benim oldu..!
Bundan yıllar önce,annem beni Zeynep'le bir konsere götürmüştü..Ücretsiz bir yaz şenliği...öyle anons edilidi,ve anons edilmeden önce bir grup çıktı sahneye...
Gruptular,çünkü bir çok farklı ses vardı,bir çok farklı enstrüman,..
ve sahnedeki ses teke indi,,,ve etrafımdaki tüm sesleri sildim,ve o sese yoğunlaştım...Sesi duydum,sese aşık oldum..Sözlerin güzelliği eklendi sese...
...................
İlk kliplerini ben çektim zihin kameramla..Solistin adı yok..Klibin adı ''körkütük''..
Bir dağ köyü,mevsim kış..Adsız solist, grubuyla dağa karşı şarkısını söylüyor..
Bir dağın eteğinde,,ses dağa çarpıp çarpıp aşağılara iniyor...aşağıda yapayalnız bir ev...odada yapayalnız bir kız..odanın camlarına çarpıyor ses..kız dışarı çıkıyor,sese doğru koşmak istiyor..annesi gitme diyor...gö.re.mez.sin...diyor..kız ''ses!'' diyor...
Bu ses beni çağırıyor,,
karlara bata çıka,düşe kalka bir tepeye çıkıyor..çığlık çığlığa bir çığ geliyor kızın üzerine..kız adsız gruba ortak oluyor..çığa çarpıyor sesi...çığ yuvarlandıkça eriyor...eriyen kar diğerlerini eritiyor...
.......
Görmek inanmaktır diyorlar...İnanmıyorum!İnsanlar görmediklerine inanmıyorlar..!Ben iki kat inanıyorum...Çünkü iki kat görmüyorum...
-Anne bahar geldi mi
-Hayır,kızım
-Gelince söyler misin...
-!...
Gözlerinizi kapadığınızda hangi mevsimde olduğunuzu tahmin edebilir misiniz?Edersiniz!!Biliyorum..bu çok basit bir şey sizin için...
Ben mevsimlerimi yitirdim...hep aynı mevsimde yaşıyorum..o kadar çok isterdim ki yeni gelen mevsimden insanları haberdar etmeyi...en hüzünlü mevsimden bile gülücükler saçarak bahsetmeye razıyım..Yeter ki..!
Az şeyle yetinmeyi bilirim..yeter ki bir kerecik bir fırsat verilsin hava durumunu ben sunayım...
.........
Yayını kesebilir misiniz...Yapamıyorum! Dışarıyı anlatamıyorum...dışarısı içimi acıtıyor..!
Salyalar saçarak konuşan insanları göremiyorum.mutluyum!
Horlanan,hor bakan insanları göremiyorum!Mutluyum.!
Küçük dağları yaratan küçücük insanları göremiyorum!Mutluyum!
Çarşıda pazarda televizyon kanallarında fotokopi insanları görmüyorum!Mutluyum..!
Bombalanan şehirleri görmüyorum!Mutluyum!
Ve şimdi daha iyi anlamaya başlıyorum küçükken büyükannemin anlattığı masalı...
bin körler masalında yalnızca Yaradan görüyor yarattıklarını...
Kimse kimseye yan gözle bakmıyor...
Bir göz var görmediklerini gören...Biliyorlar ,mutlular...
İçlerinde kocaman bir dünya var...Seni anlıyorum büyükanne...
İçerisi daha güzel diyorsun...Tamam, içeri giriyorum..
İndiriyorum tabiata yeşil rengi veren gözlerime perdelerimi....
(Not:Bu hikaye 'Her hastalık bir hikayedir' adlı kitaptan kesitler halinde özetlenmiştir..Hocam prof.dr Cengiz yakıncı,ve prof dr.Hasan kavruk a teşekkürü borç bilirim.)
ali CAN