Bir tek varsın kendi iç'inde...
Bir tren yolculuğunda çok bilinmeyenli bir denklem olursun bazen...o kadar sessizliğin arasında bir tek rayların hoş tınısı eşlik eder sana, ve de hafif bir melodi tarzında...
Sessizliğine dümdüz ovalar, yemyeşil ağaçlar, yapayalnız kalmış dağlar eşlik eder şimdi..derinden derine onların içine gömüldüğünü hissedersin, ve dalarsın tüm gerçekçiliğinle...
Bilinmezliğinin çözümünde adeta renkli verilerdir onlar...sana gücenmeden,seni yormadan,sana gülümseyerek,ve bazen de çekingen..
Bazen kelebekler kanat çarparlar uzaktan,tıpkı hayallerin gibi..bilinmezliğine bir nebze dem salarlar sonra...
Sular şırıl şırıl akar,temizler içindeki sen olmayan tüm çirkinlikleri..
Uçurumlar sana hayatın bazen çekilmez olduğu gerçekliğine göz kırpar..atlayıp yok etmek isterken o bedeni;son anda vazgeçen gücünü belki...
Farklı farklı renkler kaplar etrafı,ve düşüncelerine demir atar sonra...farklı desende insanlar gelir aklına örneğin..tıpkı kucakladıkça herkesi, mutlu edeceklerdir seni...
Tomurcuklanan ağaçlar, çiçekler el sallarlar uzaktan sana...yeni doğacak her güzel şeyi anımsatırlarcasına...
Ve... gittikçe tefekkürde derinleşmeye başlarsın...sessizliği tüm bedeninle hissedersin...
Yüksek dağlardan sonra dümdüz ovaların kaşları çatıktır şimdi, bazen senin ne kadar kendinden uzaklaştığını ifade ederlermiş gibi..
Tatlı hayvancıklar belirir bir an gözlerine..yalnız olmadığını ima ederlercesine..
Güneş batmak üzeredir..yerini aya bırakacaktır birazdan..yıldızlar süsleyecek tekrar ruhunu..yıldızlar bazen hayallerin kadar uzaktır,bazen de yakın;gülümseyerek...
Denklem daha da çözülüverecektir şimdi....
Tüm vesveseler ve tüm senden uzak şeyler buharlaşıverir...
Dondurulmuş tüm güzel duygular beyninde eriyiverir...
Gerçekliğinle başbaşasın şu an...
,
Bir sen olursun şimdi ..
anlarsın bunu tüm çıplaklığıyla;ve artık sen daha da özelsin, iyi bilirsin...
ali/CAN...
Bir tren yolculuğunda çok bilinmeyenli bir denklem olursun bazen...o kadar sessizliğin arasında bir tek rayların hoş tınısı eşlik eder sana, ve de hafif bir melodi tarzında...
Sessizliğine dümdüz ovalar, yemyeşil ağaçlar, yapayalnız kalmış dağlar eşlik eder şimdi..derinden derine onların içine gömüldüğünü hissedersin, ve dalarsın tüm gerçekçiliğinle...
Bilinmezliğinin çözümünde adeta renkli verilerdir onlar...sana gücenmeden,seni yormadan,sana gülümseyerek,ve bazen de çekingen..
Bazen kelebekler kanat çarparlar uzaktan,tıpkı hayallerin gibi..bilinmezliğine bir nebze dem salarlar sonra...
Sular şırıl şırıl akar,temizler içindeki sen olmayan tüm çirkinlikleri..
Uçurumlar sana hayatın bazen çekilmez olduğu gerçekliğine göz kırpar..atlayıp yok etmek isterken o bedeni;son anda vazgeçen gücünü belki...
Farklı farklı renkler kaplar etrafı,ve düşüncelerine demir atar sonra...farklı desende insanlar gelir aklına örneğin..tıpkı kucakladıkça herkesi, mutlu edeceklerdir seni...
Tomurcuklanan ağaçlar, çiçekler el sallarlar uzaktan sana...yeni doğacak her güzel şeyi anımsatırlarcasına...
Ve... gittikçe tefekkürde derinleşmeye başlarsın...sessizliği tüm bedeninle hissedersin...
Yüksek dağlardan sonra dümdüz ovaların kaşları çatıktır şimdi, bazen senin ne kadar kendinden uzaklaştığını ifade ederlermiş gibi..
Tatlı hayvancıklar belirir bir an gözlerine..yalnız olmadığını ima ederlercesine..
Güneş batmak üzeredir..yerini aya bırakacaktır birazdan..yıldızlar süsleyecek tekrar ruhunu..yıldızlar bazen hayallerin kadar uzaktır,bazen de yakın;gülümseyerek...
Denklem daha da çözülüverecektir şimdi....
Tüm vesveseler ve tüm senden uzak şeyler buharlaşıverir...
Dondurulmuş tüm güzel duygular beyninde eriyiverir...
Gerçekliğinle başbaşasın şu an...
,
Bir sen olursun şimdi ..
anlarsın bunu tüm çıplaklığıyla;ve artık sen daha da özelsin, iyi bilirsin...
ali/CAN...